20 Kasım 2012 Salı

Vizeler...!

Ah.. bu vizeler ah..! Kendimi üniversiteli gibi hissedemiyorum diyip duruyordum ama vizeler yaklaştıkça artık üniversiteli olduğumu hissetmeye başladım valla. Üniversite gerçekten çok güzel, ortam süper falan ama birde şu vizeler olmasaydı herşey daha güzel olacaktı. Tek sorun bu yani üniversitede. Birde hiç bişi bilmiyoruz. Acaba sınavı nasıl yapar hoca, önce girdiğimiz sınavlara benziyor mu, zor mu yoksa kolay mı...İlk defa ya, ilk defa sınava giricez üniversitede. Bu ilk vizeleri atlatsak, içim baya rahatlayacak.

Ve bide ben salak gibi, vize haftasında burdan taa... Kadıköy'e gidicem, daha önce hiç görmediğim biriyle buluşmaya. Çocuk beni biraz ayağına çağrıyormuş gibi oldu ama neyse ona da uzakmış Kadıköy, ortada bir yerde buluşmuş olucaz yani. Aman neyse, giderim ben n'olcak. Adam olsun da umurumda değil. Ama çok takmamaya çalışıyorum ilk defa biriyle buluşacağımı kafama. Bu zamana kadar taktım da, heyecanlandım da, içim içime sığmadı da ne oldu? Hiç... koca bir hiç..! Şimdi, amaaaan... diyorum. Olursa olur, olmazsa uğurlar olsun. Hep birşeyleri kafama takmaktan yoruldum. Artık umursamıyorum öyle fazla.

Tam vize haftamda, burdan taaa.. oraya gidiyorum onunla buluşmaya. Valla değerini bilmeli.  Zaten kaç gündür sadece ders çalışıyorum, uyuyorum, uyanıyorum, yemek yiyorum, ders çalışıyorum, uyuyorum... Böyle gidiyor yani ömrümün en güzel zamanları. Yurt odasında yaşayıp gidiyorum, günlerdir.

Geçenlerde kızlarla hep birlikte canlı müziğe gittik allahtan. Kurtlarımızı döktük, deşarj olduk baya bi. Öğrencilik dediğin buymuş zaten. Vizelerden önce canlı müziğe git, eğlen, göbek at. Sonra hiç o kıvıran sen değilmişsin gibi otur, kös kös ders çalış.

Allahımm... şu vizeleri bir atlatayım, başka birşey istemiyorum (şuanlık).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder