1 Ağustos 2012 Çarşamba

Zaman Çabuk Geçti

Liseye başlarken yıllar çabuk geçer derdi herkes. Doğruymuş lise yılları çabucak geçti. Bunun farkına en iyi vardığın zaman da, eline diplomanı ve yıllığını aldığın andır.
Düşünüyorum bütün yaşananları, koskoca, o geçmez dediğim yılların nasıl da göz açıp kapayıncaya kadar geçtiğini. O kadar çok şey yaşandı ki 4 yılda. Çok şey öğrendim bende herkes gibi. Başta aşk acısı, terk edilişler, ağlamalar, dimdik ayakta kalmaya çalışmak, hiç birşeyin ve hiç kimsenin kalıcı olmadığını anlamak, hayatın doyasıya yaşanması gerektiği, 4 yıl boyunca ne olacağına karar vermeye çalışmak, kim gerçek dost kim iyi gün insanı onu anlamak ve başka bir çok şey...
Aşk'a değinirsek, bana lise denince aklıma gelen iki kişi var. 4 yılıma sığdırdığım iki unutulmaz aşkım. 4 yılımın yarısı hayatımın ilk aşkıyla geçti. Öyle gelgitli ve yorucu bir ilişkiydi ki zaten en sonunda bu yüzden bitti. Biz onunla hiç bi zaman aynı zamanlarda sevemedik birbirimizi. Ya ben onda kalmak istedim o gitti ya da o beni geri istedi ben ona gidemedim. Böylelikle tükettik birbirimizi zamanla. O bana hep biz eninde sonunda evleneceğiz, bizim kaderimiz birbirimize yazıldı diyip dururdu. Ama onunla evliliği son zamanlarda hiç düşünemedim.Biz tanıştığımızda çocuktuk nerdeyse. Körkütük aşıktık. Kaçalım dese kaçar, onunla evlenirdim. Ama zaman geçtikçe değiştik, aslında ben değiştim galiba. Ama yalan mı, büyüdük. Benim bu ilişkiye olan inancım tamamen bitti. Onun bunu anlaması da 1 yılı buldu.
Ve diğeri, benim asla unutamayacağım, yeri bende hep ayrı olacak olan "O". Lise yıllarımın son 1.5 yılı da onu severek geçti. O beni o kadar başka bir insan yaptı ki, hayatımda yapmadığım şeyleri yaptım. Bu ilişkinin olması için çok üsteledim. Zaten tesadüflerle ve bakışmalarla başlayan ilişkimiz. Benim onun yoluna çıkmamla devam etti. Önce aylarca sadece bakıştık, tanışmadan. Sonra bir gün ben onu yolda yürürken gördüm ve takıldım peşine bir arkadaşımla. Seslendim arkasından ve tanıştım onunla. İşte bundan sonra her gün onun hakkında tesadüfen yeni birşeyler öğrendim. Tanıştığımız ilk an aramızdaki yaş farkını öğrendik. Ve olabilme ihtimali olan ve benim cesaretimle başlama imkanı olan aşkımız daha tanıştığımız an bitti. Benim için asla sorun değildi, onu o kadar çok sevdim ki şimdi dese "gel evlenelim" diye, durmam giderim. Bana " sakın senden gözlerimi kaçırmamı isteme, bunu yapamam"derdi. Benimle olması imkansızdı ama beni her gördüğü yerde, tanışmadan önceki karşılaşmalarımızda ki gibi bakardı. Ben çok çabaladım bu ilişki olsun diye. Onu gördüğüm yerde gittim oturdum karşısına, "bana net bi cevap ver"dedim. Ben her gördüğümde gidip ona bunu dedim, durumumuzu anlatmaya çalıştım. Oysa hep kaçamak cevaplar verdi. Nasıl yaptıysa yaptı konuyu hep atlattı. "Madem biz beraber olamayacağız o zaman artık karşılaşınca sakın bana bakma, kafanı çevir git"dedim. Ama nerdeee... " Benden sana bakmamamı isteme, bunu yapamam. Biz imkansız olsakta bulunduğumuz mekanda senden gözlerimi alamam"diyip durdu. En sonunda doğum günüme çağırdım "gelmezsen anlarım beni istemediğini" falan dedim. Ve tabi ki de gelmeyeceğini söyledi. Bende o an, "O" defteri tamamen kapattım. İşte birşey olmuyorsa çok zorlamayacaksın ama yine de ileride "keşke" demek istemiyorsan daaa... aklına geleni o an yapacaksın. Benim aklıma geleni o an yapma huyum "O" nun yüzünden oldu, alıştırdı sanki, hayat felsefem gibi bişi oldu.


Ve asıl kötü olan taraf. Hayat bugün bana 4 yılımı gösterdi. Okuluma gidip diplomamı, yıllığımı aldım. Sonra arkadaşımla gdip bi cafede oturduk. Orada da hayatımın ilk aşkı iki kızla oturuyordu, ve beni hiç görmedide. Sonra o gitti. "O" geldi. Cafe de başka masa kalmamış gibi pişkin pişkin gelip karşı tarafımda ki bi masaya oturdu. Orada kendi başına yemeğini yedi, telefonla konuştu. Ve her zaman ki gibi sözünü tutamadı. O an onu özlediğimi hissettim. Zaman zaman kitlendi yine, her ne kadar gözlerini kaçırmaya çalışsa da arasıra gözleri daldı bana, durup durdu öylece. Ama ben alıştım onun bu duruma, bu yüzden bu sefer acıtmadı canımı. Sonra o da kalktı gitti, indi sahneden. Sahne bomboş kaldı. Hayat bana " zaman çabuk geçiyor ve zaman geçtikçe acılarında geçiyor, büyüyorsun, alışıyorsun..."dedi.
Lise hayatı burada bitti. Bundan sonrası İstanbul'da üniversite hayatı olacak. Bakalım neler olacak... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder